Memleketimden İnsan Manzaraları Kitap Özeti

Memleketimden İnsan Manzaraları Kitap Özeti

 

Nazım Hikmet’in şiir, roman, senaryo, düz yazı eserlerinin birleşiminden oluşan beş kitaplık bir eserin her bölümünde farklı kişi ve karakterlerin hikayeleri konu edinilmektedir. Üç yüz farklı karakterin yer aldığı eserde Nazım Hikmet, Kurtuluş Savaşı’ndan da bahsetmektedir.

 

Özet:

 

Birinci kitapta, Haydarpaşa Tren Garı’ndan kalkan bir trenden söz edilerek trende bulunan her grup ve sınıftan insanın hayat hikayelerinin tasvirlerine yer verilmektedir.

 

İkinci kitapta, Haydarpaşa Tren Garı’ndan kalkan bir trenden söz edilerek trende gazeteci, sermaye sahipleri yataklı vagonlarında seyahat ederken bu durum tasvir edilerek anlatılmaktadır.

 

Üçüncü kitapta, Sosyalist Hilmi’nin hastane günlerinden bahsedilmekle birlikte doktorlardan, köylülerden tasvir yoluyla söz edilmektedir.

 

Dördüncü kitapta, İkinci Dünya Savaşı’nda yer alan köylüler, ağalar, işçiler, askerler gibi karakterlerin hayatları konu edilmektedir.

 

Beşinci kitapta, Halil’in savaş yıllarındaki aile hayatından bahsedilmektedir.

 

Kitap sadece şiirlerden oluşmaz. Bir destan niteliği de taşımaktadır. Bu bakımdan yeni bir tür özelliği de bulunan kitapta Nazım Hikmet, ülkenin sosyal ve kültürel durumunu değerlendirme fırsatı ortaya koymuştur.

 

Bir şiir:

 

I

 

Atlantiğin dibinde upuzun yatıyorum, efendim,

 

Atlantiğin dibinde

 

dirseğime dayanmış.

 

Bakıyorum yukarıya:

 

bir denizaltı gemisi görüyorum,

 

yukarıda, çok yukarıda, başımın üzerinde,

 

yüzüyor elli metre derinde,

 

balık gibi, efendim,

 

zırhının ve suyun içinde balık gibi kapalı ve ketum.

 

Orası camgöbeği aydınlık.

 

Orda, efendim,

 

orda yeşil, yeşil,

 

orda ışıl ışıl,

 

orda yıldız yıldız yanıyor milyonlarla mum.

 

Orda, ey demir çarıklı ruhum,

 

orda tepişmeden çiftleşmeler, çığlıksız doğum,

 

orda dünyamızın ilk kımıldanan eti,

 

orda bir hamam tasının mahrem şehveti,

 

mahrem şehveti efendim,

 

gümüş kuşlu bir hamam tasının

 

ve koynuna ilk girdiğim kadının kızıl saçları.

 

Orda rengarenk otları, köksüz ağaçları

 

kıvıl kıvıl mahlukları deniz dünyasının,

 

orda hayat, tuz, iyot,

 

orda başlangıcımız, Hacıbaba,

 

orda başlangıcımız

 

ve orda hain, çelik ve sinsi

 

bir denizaltı gemisi.

 

400 metroya kadar sızıyor ışık.

 

Sonra alabildiğine derin

 

alabildiğine derin karanlık.

 

Yanlız ara sıra

 

acayip balıklar geçiyor karanlığın içinde

 

ışık saçarak.